27 Nisan 2012

BONCUK KOLYE

Blogu açtığımdan bu yana ilk defa bu kadar ara verdim. Neyse sonunda yazabiliyorum. Daha önce bahsettiğim kızımla yaptığım Şirinler kolye yapımı ile başlayan takı yapma maceram(ız) ; Tchibo’dan aldığımız takı yapma setler ile biraz daha ileri bir aşamaya taşındı. İşi ilerlettik yani. Setin içerisinden çıkan tarifle Kuzuş’a kolye yaptık. Kıvırma,  kesme aletlerini kullanmayı denedik, öğrendik. Çok eğlendik. Sonuç hiç fena olmadı. Hatta Kuzuş işi ilerletip; arkadaşlarına iki çift kolyeyi kendisi yaptı. Kolyelerin arkasındaki kopçaları tutturmaya yarayan parçaların bit olarak adlandırıldığını, takı yapan bir komşumuzdan, öğrendim. Kutu yanlışlıkla devrilip, parçalar karışınca; bu parçaların gerçekten bit kadar küçük olduğunu ve çok doğru bir isimlendirme olduğunu anladım.
Bu arada sos tavasının saksıya dönüşüm macerası var. Yeşilliklerin çıkmasını bekliyorum. Ucunu görür görmez o çalışmayı da paylaşacağım. Yazamadım ama; boş da durmadım. Bİr de Antalya gezisi var ama; o kesip, yapılmadığı için blog temasına uygun bulunmadı bu seferlik (tarafımdan) . İşte eserimiz.

Takı Setimiz



El aletleri seti, takı seti ve eski kupa askısından takı askılığına dönüşen  takı taşıyıcı ve bizim takı klavuzu


Mutfakta düzen yazısında tezgahtan kalkan kupa askılığı; oldu takı askılığı



Keyifli uğraşlar....

17 Nisan 2012

GAZETEDEN SEPET


Keşke gün 30 saat olsa; elişi yapılacak daha çok zaman olsa, benden bir  tane daha olsa. Birisi  mimarlık yapar, ev işlerini halleder; ben de anne olur,  eş olur ve hobilerim ile ilgilenirim, blog yazarım. Çok mu fazla şey istiyorum acaba.  Gerçekler böyle olmayınca postalarda gecikiyor. Kafamda epeyce denenecek ve dolayısıyla paylaşılacak fikir olmasına rağmen;  ne yazık ki paylaşımlarda gecikiyor.  Uzun zamandır blog görünümünü ve ayarlarını değiştirmek istiyorum. Birçok dostumdan yorumlarını yazamadıklarını, yazılanların kaybolduğunu öğrendim. Bu dinamik görünümü seviyorum ama; anladığım kadarıyla; izleyici olmak ve yorum yazmak biraz güç. En kısa zamanda hem görüntüsünü sevdiğim; hem de okuyucularla kolay iletişimde olabildiğim bir tasarıma geçmek istiyorum. Neyse bu kadar şikayet yeter.

Küçükken resim derslerinde elişi kâğıdından hasır örgüler yapardık. İnternette çeşitli sitelerde bu örgülerle yapılmış objeler görmüştüm. Ben de denemeye karar verdim. Gazete kâğıtlarını boyuna şeritler halinde kesip; 2-3 kez katlayıp, kenarlarını yapıştırarak iki gazete sayfası uzunluğunda şeritler yaptım. Sepet örer gibi altını oluşturup;  kenarlarını kıvırarak; şeritlerle kenarlarını da ördüm. Yaklaşık 25 cm genişlikte, 35 cm uzunlukta ve 10 cm yükseklikte bir sepet oldu. Uçlarını içe kıvırdım.

Gazetenin boyası elimize geçmesin diye sprey vernikle vernikledim. Belki 100 kat vernik ile de verniklenebilir. Daha sert olur.   Onu da bir dahaki çalışmada denerim artık. İçerisinde kesip yaptığım elişlerini koyuyorum. İşte gazete kâğıdından sepetim.










Hobilerinize vakit ayırabileceğiniz günler dilerim......

13 Nisan 2012

ŞİRİN KOLYELER

Kuzuş bana benzemiyor. Biraz süslü. Orijinal tasarımlı  bileklik, kolye takmayı seviyor. Bazen beğendiği aksesuarları ve el yakan fiyatları görünce takı yapma işini ilerletme ( pardon başlama diyecektim)  kararı  alıyorum. Bu kolye iyi bir başlangıç oldu.   Şu ara sürpriz yumurta çikolataların içi Şirinler karakterleri ile doldurulmuş.  Evde onlarca oldu.  Küçük metal şirin kolyeler internette mevcut. 10marifette bir üye de bir kolye yapmıştı. Kafasını ısıtıp delerek yapmış. Bunlardan esinlenerek Şirinler kolyeleri yapmaya karar verdik. Babaya nasıl yapılacağını tarif ettik. Kafalarından ince uclu bir  bir matkap ile delip,  mumlu ip ile asma kısmı yapılacak dedim. 10 dakika sonra hazırdı.  Kuzuş bunu okula giderken ( serbest kıyafet gününde) taktı. Arkadaşları bayılmış. En sevdiği bir iki arkadaşına da  yapmak istedi. Baba seyahattte. Annenin neyi eksik. Çok şükür eli matkap tutar. Telefonla gerekli talimatlar alındı. Ama daha matkabın ucunu ince uçla değiştirirken bile çuvalladım. Ama azmin elinden bir şey kurtulmaz. Bir iki Şirin’in kafasını deldik. Böyle söyleyince biraz acımasızca görünüyor ama bu hayırlı bir iş için oldu. Bir elinizle matkabı tutarken, bir elinizle kücücük kafaya delik acmak çok kolay değil. Dikkatli olmak gerek. Mumlu ipi delikten geçirdik. Hızımızı almayıp üç tane yaptık. Ama en revaçta olan Şirine.  99 şirinle yaşıyor. Allah ona kolaylık versin. Az bulunduğu için çok kıymetli; biz de bir tane var.
Basit ama sevimli bir takı oldu. Benimde takı çalışmalarım böylece başlamış oldu.
















Azminizle dünyayı deleceğiniz günler dilerim....

6 Nisan 2012

KAĞIT KIVIRMA

Uzmanlar Türkçe'nin öğrenmesi zor bir dil olduğunu söylüyor. Bence haklılar.  Örneğin kıvırma  sözcüğü ne kadar ilginç; insana birkaç şey hatırlatıyor. Birisi dans figürü olarak kıvırma; diğeri benim hiç sevmediğim bir davranış biçimi olarak kıvırma, lafı evirip çevirip, gerçek konudan uzaklaştırmak, olayı saptırmak (ne söyleyeceksek, doğrudan söyleyelim değil mi?); bir diğeri yuvarlayarak çevirme hareketi.
Aslında bugün kuzuşla bir, iki gün önce yaptığımız;  10marifette  yapımını gördüğümüz, bizim farklı bir şekilde matkapla delerek yaptığımız  şirin kolye maceramızı anlatacaktım ama; kıvırmaya gerek yok; elimde düzgün fotoğraflar yoktu. Fotoğraf makinesinin tayini Ankara dışına, şantiyeye çıktığından, elimde  güzel fotoğraflar yok diye; daha önce yaptığım kağıt kıvırma çiçeklerimi paylaşmaya karar verim.  İngilizcesi ‘Quilling’ olan, Türkçe’ye bazı kaynaklarda ‘kağıt telkari’ olarak çevrilen bir elişi var.   Google çeviride karşılığını bulamadım; kıvırmaya gerek yok; sözlüğe de bakmadım. Kağıt telkari terimi bu işi anlatıyor gibi görünüyor. Belki bilen çoktur ama; ben yakın zamanda öğrendim. Okuduğum kadarıyla kağıt telkari yapımı Rönesans çağında Fransa ve İtalya’da kitapları ve dini objeleri süslemek için kullanıyormuş.  Daha önce farklı malzemelerle yapılıyormuş. Şerit şeklindeki kağıtlar kıvrılıyor ve biraz gevşek bırakılarak katlanıp, çeşitli şekiller oluşturuluyor. Elde edilen şekillerle çeşitli desenler oluşturuluyor. Ben bu tür bir çalışmayı hiç denemedim; ama şekilleri öğrenip denemek istiyorum.  Ancak benim çiçeklerim biraz farklı; o nedenle ben bu tekniğe kağıt kıvırma demek istiyorum. Çünkü telkariye pek benzemiyor. Bu tekniği Jeart kağıt kesme makinemi (el aleti demek gerek motoru yok) alırken öğrendim. Daha önce bahsettiğim kağıt kesme aleti ile düz ve şekilli kağıtlar kesebiliyorum.  Sonra, bunları ucu yarık çivi bulunan bir el aleti ile sararak (bu el aleti kağıt telkaride de kullanılıyor) çiçekleri yapıyorum. Bunlarla  kuzuş’un doğum günü için peçete halkaları yapmıştım. Kart veya başka süslemeler için de kullanılabilir. Elle  değişik şekilli şeritler kesilerek de bu çiçekler yapılabilir . İşte kağıt kıvırma çiçeklerim.








Çiçeklerin arkadan görünüşü böyle



Çiçeklerle yaptığım peçete halkası.
Bunlarda yukarıda bahsettiğim kağıt telkari ile yapılmış çiçekler
 

Kağıt Telkari - Quilling Alıntı:http://www.scrap-a-little.com/2009/05/quilling.html


 Kıvırmak zorunda olmayacağınız günler dilerim....


1 Nisan 2012

GERİ DÖNÜŞÜM (BENİM DEĞİL)

Uzun zamandır yazamadım. Başlıktaki geri dönüşüm benim değil; evdeki atık malzemelerin. Elişi geri dönüşüm projeleri yapmayı en sevdiğim işlerden. Bizimde çevreye azıcık katkımız olsun diye yaptığım basit çalışmalar var bugün postada. Yakında rahat nefes alacağımız, yaşayacağımız bir çevremiz olmayacağını düşünmek insanı ürkütüyor. Çocuklarımızı nasıl bir gelecek bekliyor acaba? Atık kutu , kağıt ve pet şişelerden yaptığım eşyaları zevkle kullanıyorum. Nette pek çok proje var.Ben de bazılarını uyguladım. Pet şişenin üzerine sıcak çivi ile delerek yaptığım kalemlik, bulaşık makinesi deterjanı kutusundan yaptığım evrak düzenleyiciler (plastiklere tercih ederim) huzurlarınızda. Şu da bir gerçek ki; kutuları kaplamak için kullandığım kağıtta plastik karışımlı. Yok; bu işin içinden çıkılmaz. Öyle ya da böyle çevreye zarar veriyoruz.







Temiz bir dünya dileğiyle...