Yılbaşı mesajından sonra hiçbir
paylaşım yapamadım. Bilinen sebepler. Yoğun tempo, yeni işler vs... Şikayet
yok. Sağlık olsun....
Çamaşır odası, elişi odası, ütü
odası, maç zamanları ikinci TV odası, misafir yatak odası olarak kullanılan
küçük bir çatı katı odamız var. Aslında oda demek ne derece doğru bilemiyorum.
Önünde küçük bir teras var. Kapısı yok. Merdivenden doğrudan odaya çıkılıyor.
Evimizi tadilat yaparken, merdiven boşluğu
tarafına duvar yapmak istememiştim.
İlk yazımda bahsettiğim, elişi yapmak için yaptığım düzenlemeden bu yana; öyle köklü bir değişiklik yapmamıştık. Çatı
katında, evin diğer reisi tarafından
yapılan kütüphane, bacanın arkasında Kuzuş’un bir türlü vazgeçemediği
oyuncaklarının durduğu bir dolap, açılır kanepe, iki koltuk, rahmetli
anneceğimden kalan dikiş makinam, saksılar, çamaşır kurutma teli, bir çalışma masası var. Bir çok
amaç için kullanıldığı için genellikle çok karışık bir mekan. Miktarı her geçen
gün artan elişi malzemelerine koyacak yer olmadığı için, zaten karışık olan
mekan iyice karışıyor. İnsanın gözünü yoran bir manzara çıkıyordu. Terzi kendi söküğünü dikemiyor işte. Ya da
genellemeyeyim. Ben dikemiyorum.
İki , üç ay kadar önce, evlerinde
tadilat yaptıran arkadaşlarımız mutfağı değiştirmek istedikleri için, eski
mutfak dolaplarını söktürdüler. O an, bu
iyi durumdaki dolaplardan çatıda bir elişi köşesi yapmak fikri aklıma geldi. Bazı
dolapları eve getirdim. Önce terasın
karşısındaki duvara , epeyce uzun bir tezgah, alt ve üst dolaplar olarak bir
düzenleme yapmak istedim. Bir sürü
dolabı, evin diğer reisine yukarı
taşıttım. (Ben de yardım ettim canım. O kadar insafsız değilim). Sonra çok
kalabalık olacağını düşünerek vazgeçtim. Üzerinde eski tüplü TV ‘nin bulunduğu,
eşimin aile yadigarı konsolun bulunduğu
nişi değerlendirmeye karar verdim. Fazla dolapları geri aşağı indirdik.
Dolapların rengi çok koyu olduğu için önce boyadım. Boyamadan önce kulp ve kapak menteşelerini çıkardım. Havalar çok soğuk olduğu için epeyce zor oldu. Önce astar
sürüp; üzerine iki kat boya uyguladım.
İçerde koku yapmasın diye terasta boyadım. Aslında, önceki mutfakta üst dolap olan dar
dolapları, alt dolap yaptım. (Üst
dolapların derinliği az olduğu için, tezgah masa gibi olsun istedim) Üç tanesinin uzunluğu nişin uzunluğuna
yakındı (180 cm). Eşim kenarda ve altta boşluk kalacak şekilde bu üç dolabı astı. Aklıma esenleri yaparken, hiç söylenmeden yapan evin diğer reisine buradan sonsuz teşekkürler. Burada bir çırpıda anlatıyorum ama; tabii ki ancak; işten kalan boş zamanlarda yapılabildi bu işler. Bir tane dikey,
uzun üst dolabı da yatay çevirerek astık. Kapağı artık soldan sağa değil,
aşağıdan yukarıya açılıyor. Üzerine
geniş bir ahşap tezgah istiyordum.
İkea’dan alacakken, morangoz Hasan Ustamızda merdiven imalatından kalan bir plaka olduğunu öğrendik. Mevcut
nişin uzunluğunda kestirip, dolabın üzerine yerleştirdik. Evde kullanılmayan
bir İKEA rafını da dolabı tamamlayıcı
olarak üste taktık. Konsolun ve kanepenin de yerini değiştirip; kütüphane
bölümünü de biraz düzenledim.
Bazı eksikler var. Resimler
asılmadı. Masa lambası yerleştirilmedi. Bir ara tamamlanacak umarım. Zor kısmı bitti.
Son derece ekonomik, emek yoğun bir elişi köşem oldu. Olmuş mu?
Oyuncak dolabının olduğu köşe
Daha önce evin reisi tarafından yapılmış olan çatı şekline uygun basamaklı kütüphane
Yaşasın geri dönüşüm...