28 Şubat 2013

BAYANKUŞ VE ÇEKMECE DÜZENLEYİCİ


Başlıktaki iki konu tamamen birbiriyle ilişkisiz.  Ne kadar zaman oldu yine yeni  bir şeyler paylaşmayalı. Aslında hemen her gün, kesip yaptığım aktiviteler var ama; yazıp, resmedip, paylaşacak zamanı yaratamıyorum. Asıl işimden, hobiye ne yazık ki pek vakit kalmıyor. Oysa elişleri yapmayı ve blog yazarak bunları paylaşmayı seviyorum. Hobilerimizden asla vazgeçmemeliyiz diye düşünüyorum. Son zamanların iki aktivitesini paylaşarak, yeniden bloğuma döneyim dedim. Başka ne mi yapıyorum?. Günlük koşturmaca nedeniyle ancak; yatarken kitap okuyabiliyorum. Ben aynı anda birkaç kitap okuyanlardanım. Her zaman başucumda okumak için en az iki kitap olur.  O günkü ruh halim hangisine uygunsa o kitaba devam ederim.  Şu aralar İpek Ongun’un ‘ Bir Genç Kızın Gizli Hatıra Defteri’, Victor Ananias’ın ‘YaşamDönüşümdür’, Akın Alıcı’nın derlemesi ‘Tarihe Geçen Hazırcevaplar’, Doğan Hasol’un   Mimarlar Dik Durur’  ve 'Bütün Dünya dergileri' var.  Görüldüğü gibi başucum oldukça kalabalık. ‘Bir  Genç Kızın Gizli Hatıra Defteri’ gençleri daha iyi anlamamıza yardımı olur diye düşünüp, Kuzuş la birlikte okuduğum bir kitap. Severek okudum. Ben hiç İpek Ongun kitapları okumamıştım. İnternetten aranınca bu seri ile ilgili çeşitli yorumlar okudum. En ilginçlerinden biri çocukluğumuzu zehireden o meşum genç kız: serra!. Serinin başka kitapları da varmış. Herhalde onları da okurum. Bizim çocukluğumuzda  Kemalettin Tuğcu kitapları vardı.  Bir hüzün edebiyatı olsa da, ben severek okurdum. Belki  merhamet, vicdan gibi duygularımızın gelişimine katkısı olmuştur. Psikologlar ne der bilemiyorum ama.

Yaşını biraz almış blog okuyucularım çocukluk, gençlik yıllarında neler okurlardı acaba? Benim gibi Kemalattin Tuğcu romanları mı? İpek Ongun romanları mı? Bir de çok sevdiğim cizgi roman Fatoş ve Güngörmüşler serisi vardı. Ne oldu onlara? Heyecanla yeni kitapları beklerdim. Her şeyin bu kadar hızlı yaşanıp, tüketilmediği günlerde nasıl bir eğlenceydi.  

Bayankuş ve çekmece düzenleyiciye gelince: Bayankuş kızımın okulda yaptığı cam süsü. O bayan baykuşu böyle adlandırdı. Onun kurdelesi var. Onun için Bayankuş. Aslında baykuş olarak mı, yoksa herhangi bir kuş olarak mı yapmış bilemiyorum. Çünkü baykuş  figürünün sivri kulakları yok. Belki sadece kuş olarak yapmıştır. Ama ben Baykuşa benzettim. Desenini çok beğendim. Detaycıdır bizim Kuzuş. Baykuş ve Beybi kuşlarla aileyi tamamlamasını önerdim. Bilemiyorum yapar mı?  Asetat kağıdı üzerine, keçeli kalem ile çizip, kenarlarını kesmiş. Ben de bir misina ile pencerenin kenarına astım. Şimdi eşini ve çocuklarını bekliyor.


 
 

Çeşitli telefon ve elektronik aletlerin şarj kabloları çekmecede karmakarışık duruyorlardı. Ne zaman bir şey arasam, “buraya bir çare bulmam gerek” diye söyleniyordum. Fazla vakit de olmadığından, pratik bir ayırıcı sistemi yaptım. Hiç yapıştırıcı kullanmadan. Önce şeritler halinde çekmecenin boyu ve yüksekliğine uygun kartonlar kestim. Bölmeyi istediğim yerler karton şeritlere yarısına kadar yarık keserek birbirine geçirdim. Çocukların kartondan yapılan oyuncakları gibi. Daha geniş bölme gereken yerlerde ucunu kıvırarak kenara yapıştırdım. Oluklu  kartonun oluklarını çekmeceye dik olarak keserseniz daha sağlam bölmeleriniz olur.  Aslına normal karton ile daha güzel durabilir. Ben oluklu karton ile yaptığım için biraz kaba durdu. Ama şimdilik iş görüyor. Benzer uygulama origami kutularla da yapılıyor. Ama bu da, yenisini yapılana kadar, benim çözümüm oldu .








Kafam gibi; yazı da dağınık, her telden oldu. Bu arada "bubenimpembedünyam" blog yazarı tarafından mimlendiğimi öğrendim. Kendisine teşekkür ediyorum.  Konu güncelliğini kaybettiği için cevapları mimlenme haberi verilen yazının yorum kısmında. Ben kimseyi mimlemek istemiyorum. Dileyen bu yazıya yorum olarak çocukluk ve gençliklerinde ( hala genç olanlar şimdilerde) neler okumaktan hoşlanıyor, onu paylaşırsa sevinirim.  

Okunacak, yapılacak, yazılacak, paylaşılacak ne kadar çok şey var….. iyi ki….